Gezi 11 yaşında: Karanlık gider Gezi kalır
Gezi eylemlerinin 11’inci yılında Taksim Dayanışması’nın çağrısıyla TMMOB Makine Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi önünde bir araya gelen yüzlerce kişi ‘Kimse dokunamaz bizim suçsuzluğumuza’ pankartını astı.
TMMOB Makine Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi binasının önünde bir araya gelen kitle, Gezi’de hayatını kaybedenlerin ve Gezi Davası’nda tutuklananların fotoğraflarını taşıdı. “Gezi için adalet”, “Gezi ve 1 Mayıs tutsaklarına özgürlük”, “Karanlık gider Gezi kalır” dövizlerinin taşındığı anmaya DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, EHP Genel Başkanı Hakan Öztürk, DEM Partili milletvekilleri Perihan Koca, Çiçek Otlu, Kezban Konukçu, Cengiz Çiçek, CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, EMEP Milletvekili İskender Bayhan, TİP Milletvekili Ahmet Şık, Beyoğlu Belediye Başkanı İnan Güney, DEM Parti İstanbul İl Eş Başkanı Murat Kalmaz, CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, EMEP İstanbul İl Başkanı Sema Barbaros, Cumartesi Anneleri, çeşitli sendikaların yöneticileri ve Gezi eylemlerinde hayatını kaybedenlerin yakınları yer aldı.
Gezi eylemlerinde hayatını kaybedenlerin isimleri okunurken kitle “Burada” diye bağırdı. Gezi Davası’nda verilen kararlar sonrası tutuklananların isimleri de okundu.
KOBANE DAVASI TUTUKLULARINA ÖZGÜRLÜK TALEBİ
Kitle, Kobanê Davası’na tutuklanan siyasetçileri ve 1 Mayıs sonrası yürütülen operasyonlarda gözaltına alınıp tutuklananları da unutmadı. Tüm tutuklular için özgürlük istendi.
Taksim Dayanışması, Gezi eylemlerinin 11. yıl dönümünde gerçekleştirdiği basın açıklamasında adalet çağrısında bulundu. Şehir Plancıları Odası Başkanı Akif Burak Atlar tarafından okunan açıklamada, Gezi eylemlerinin Türkiye’nin en demokratik, katılımcı ve barışçıl halk hareketi olduğu vurgulandı.
Gezi Parkı’nda başlayan direnişin ülkenin siyasal, toplumsal ve kültürel tarihinde derin ve renkli bir iz bıraktığını belirten Atlar, meydanları dolduran milyonların direnişinin kararlılığı ve umudu simgelediğini ifade etti. Gezi eylemlerini darbe veya terörle ilişkilendirmenin akılla ve hukukla izah edilemeyeceğini söyleyen Atlar, adalet mekanizmasının siyasi emellerin aracı haline getirilmesinin ülkeye büyük bir kötülük olduğunu belirtti.
ADALET MÜCADELESİ SİNDİRİLEMEZ’
Açıklamada, Gezi Davası, Kobanê Davası ve Barış Akademisyenleri davaları gibi yargı süreçlerinin adaletsiz olduğu vurgulandı. Atlar, Gezi direnişindeki toplumsal refleksi sindirme çabalarının kadın cinayetlerinden doğa katliamlarına, işçilerin haklarından eğitim ve sağlıkta piyasalaştırmaya kadar birçok soruna karşı tepkisizliği amaçladığını söyledi. Ayrıca, Soma’dan Çorlu’ya, İkizdere’den Boğaziçi’ne verilen adalet mücadelesinin sindirilemeyeceğini belirtti.
Osman Kavala’nın 7 yıldır tutuklu olduğunu ve ağırlaştırılmış müebbet cezası aldığını, Can Atalay, Tayfun Kahraman, Çiğdem Mater ve Mine Özerden’in ise 18’er yıllık hapis cezalarına çarptırıldığını hatırlatan Atlar, bu cezaların hukuksuz ve intikamcı olduğunu ifade etti. Tüm bu haksız yargılamaların karşısında sessiz kalanları eleştiren Atlar, arkadaşlarına yapılan uzun tutukluluğun siyasi, hukuki ve insani sorumluluğundan kimsenin vareste tutulamayacağını vurguladı.
TUTUKLULAR İÇİN ÇAĞRI
Atlar, hukuksuzluk ve haksızlık karşısında ses çıkarmanın önemine dikkat çekerek, tüm sendikalar, meslek örgütleri, dernekler, vakıflar ve siyasi partilere seslendi. Gezi davasında yaşanan haksızlığın sona ermesi için ses vermenin gerekliliğini belirten Atlar, hapiste tutulanların derhal serbest bırakılması talebinde bulundu.
Gezi direnişinin sadece geçmiş değil, geleceğe dair de bir umut taşıdığını ifade eden Atlar, eşitlik, özgürlük, adalet ve demokrasi için direnişin süreceğini vurguladı. “Karanlık gider, Gezi kalır!” sözleriyle açıklamayı sonlandırdı.